23 Kasım 2012 Cuma

güvercin bokunun marifetleri

 insanların yemeğine katıldığında, yiyenin sesini geçici olarak kıstığı söylenir. teyzem "yemeğine güvercin boku katıcam sus artık" diye kızardı bana, kulakları çınlasın..

yemeğe karıştırılıp sanatçılara yedirildiği taktirde sanatçının sanatını icra edememesine neden olur.
nedeni: öksürtürmüş sürekli olarak.




İnternette bir kaynakta migrene güvercin boku öneriliyor ne kadar güvenilir bilemem SERCE BOKU Kadın tenasül uzvunu daraltmak için : ( fercin gevşekliğini gidermek, daraltıp kız gibi yapmak için ) Serçe boku toz haline getirilir, bir tülbent arasına konulur. Fercin içerisine sokulur, bir saat kadar bekletilir.

GÜVERCİN BOKU VE GESİ BAĞLARI

GESİ BAĞLARINDA DOLANIYORUM

Gesi’ye doğru giderken göreceğiniz ilk “eserler” sanki bir kule gibi yükselen “güvercinlik”ler. Yöre halkı bu yapıları “burç” olarak adlandırmakta. Güvercin gübresinin özellikle asmaların verimini olumlu yönde etkilediği bilinmekte. Bu nedenle “Gesi bağları”nın ihtiyacını karşılamak üzere, belirli yerlere “güvercin konakları” yapılmış. Bu arada güvercin gübresinin vakt-i zamanında barut yapımında kullanıldığını da ekleyelim. Neyse, günümüze dönelim: Zemini genellikle 2x2 metre olan kulelerin yüksekliği 8-10 metreye kadar ulaşmakta; bu yuvalarda binlerce güvercin konaklamakta. Güvercinliğin sahibi olan kişi, yılın belli zamanlarında yuvanın altındaki bir tünelden içeri girerek biriken gübreyi dışarı çıkarmakta ve gereken yerlerde kullanmakta.
Gesi’ye doğru giderken göreceğiniz ilk “eserler” sanki bir kule gibi yükselen “güvercinlik”ler. Yöre halkı bu yapıları “burç” olarak adlandırmakta. Güvercin gübresinin özellikle asmaların verimini olumlu yönde etkilediği bilinmekte. Bu nedenle “Gesi bağları”nın ihtiyacını karşılamak üzere, belirli yerlere “güvercin konakları” yapılmış. Bu arada güvercin gübresinin vakt-i zamanında barut yapımında kullanıldığını da ekleyelim. Neyse, günümüze dönelim: Zemini genellikle 2x2 metre olan kulelerin yüksekliği 8-10 metreye kadar ulaşmakta; bu yuvalarda binlerce güvercin konaklamakta. Güvercinliğin sahibi olan kişi, yılın belli zamanlarında yuvanın altındaki bir tünelden içeri girerek biriken gübreyi dışarı çıkarmakta ve gereken yerlerde kullanmakta.

 Yolumuza devam ediyor, ilginç bir özelliğiyle dikkat çeken Gesi'ye varıyoruz. Bir zamanlar bağlarıyla türkülere konu olan Gesi'nin bağları artık tarihe karışmış. Kuş evleri ise daha önce başka hiçbir yerde görmediğimiz ilginç yapılar olarak merak uyandırıyor. Kasabanın giriş yolunda sağlı sollu onlarca kuş evi bulunuyor. Taştan örülmüş kare şeklinde kule gibi yükselen yapıların toprak altında kalan bölümünde ise güvercin yuvaları yer alıyor. Kapıları kilitli olduğu için içeri giremiyoruz ancak yüzden fazla yuva alacak kadar büyük olduğunu öğreniyoruz. Yöre halkı güvercinlikteki güvercinlerin etinden, yumurtasından ve gübresinden faydalanıyor. Güvercinlikte toplanan gübrelerin, İstiklal Savaşı sırasında barut yapımında kullanıldığı söyleniyor. ,

GÜVERCİN BOKUNDAN BARUT


Güvercinler

Antik çağların Kapodokya’sında yabani güvercinlerin gübreleri yöre halkı için çok önemli bir gelir kaynağı oluşturuyordu. Kapodokya’nın bazı vadilerinde binlerce güvercin sürüsü yaşıyor ve güvercin gübreleri barut yapımının en önde gelen girdisini oluşturuyordu. Günümüzde barut yapımında kimyasal gereçler güvercin gübresinin yerini aldığından, ona talep azaldı ve güvercinler artık doğal rekabet ortamlarında yaşamlarını sürdürüyor.

Kratova da Maden Eminliğinden başka, “Güherçile Eminliği” de mevcuttu. Kratova’da ve köylerinde hemen hemen her evde güvercin yetiştirilirdi. Barut ham maddesi olan güherçile, güvercin gübresi idi. Güherçile Eminliği, bu güherçileyi ücreti mukabilinde toplar, baruthanelere gönderirdi. Güherçile bedeli de Kratovalılar için ayrı bir yan gelir kaynağı idi.
Molla Ömer çayırı yerinde su kuvveti ile barut fabrikası kurmuş olup, Kemah Beyleri vasıtasıyla ordunun barut ihtiyacını da karşılamıştır. Barut yapımı için, yıllanmış söğüt kabuğu ile yıllanmış güvercin gübresi kullanılmıştır.
Avrupa ' da özellikle Fransa ve İngiltere ' deki ortaçğ şatolarında bulunan güvercinlikler , buralardan toplanan gübrenin barut yapımında kullanılması nedeniyle çok yaygındı . Büyük bir silindiri andıran bu yapıların içlerinde güvercinlerin konması için ahşap çubuklar ve gübrenin toplandığı yerler vardı . Anck barut , derebeylerin en önemli silâhı olduğu için güvercinlikler halkın büyük tepkisine yol açmıştır . Nitekim Fransız Devrimi sırasında birçok güvercinlik halk tarafından yıkılmış , çok azı günümüze kalmıştır .19 . yüzyılda gübrenin Şili ' den getirtilmeye başlamasıyla da güvercinlik yapımı tamamiyle durmuştur .



Bir kaynakta şöyleBarut. KNO(3) ve Demir bileşiği ile etkili bir şekilde yapılabilir. Güvercin pisliği ile demir tozunu karıştırırsanız barut elde edersiniz yazıyor

22 Kasım 2012 Perşembe

Kadın argosunda BOK

AKA DA BOKA DA KONMAK: (d)-(o.k)-Bir kimsenin gönlünün kimi isteyip kimi seveceğinin belli olmadığını anlatmak için söylenir. 
ANKARA'DA OTURUP İSTANBUL'UN BOKUNU KARIŞTIRMAK: (d)-(o.k)-Hiç ilgisiz kimselerin çok uzaktaki, gereksiz şeylerle uğraşması.
AYIBOKU: (d)-Kaba saba ve görgüsüz erkek.
AYNI BOKUN SUYU (SOYU): (d)-(o.k)-Bir kimsenin kötü tanınan birine benzediğini anlatmak için söylenir. & Aynı dünya görüşüne sahip insanlar için kullanılır.
Bİ BOKTAN ANLAMAZ HELAYA GARDİYAN YAZILIR: (d)-(o.k)-Bilmediği konularda yetkili olmak isteyen kimselerle alay etmek için kullanılır.
BİYO ARTIK: (d)-(ing.-türk.)-Bok, sidik.
BOK AĞZINA YUVA YAPMAK: (d)-Küfürlü konuşmak.
BOK BÖCÜĞÜ: (d)-Sevimsiz ve lüzumsuz erkek.
BOK BÖREĞİ (BOK ÇÖREĞİ): (d)-Sevimsiz ve lüzumsuz erkek.
BOK DEĞİL EBEM SIÇTI: (d)-Kaçamak konuşanlar için söylenir. "Ne diyeceksen de be şeker. Seninki bok değil ebem sıçtı hesabı oldu şimdi. "
BOK GİBİ PARAN OLACAĞINA FINDIK KADAR AMIN OLSUN: (d)-Kadın cinsellik organını övmek için söylenir. Cinsel cazibenin önemini anlatmak için kullanılır.
BOK İÇİNDE BADEM KADIN: (d)-Çok pis ama süslü kadın.
BOK KARIŞTIRAN: (d)-(o.k)-Başkalarının ilişkilerini bozmaya uğraşan kimse.
BOK YEMENİN ARAPÇASI: (d)-(o.k)-Bir kimsenin çok kötü bir şey yaptığını ya da söylediğini anlatmak için alay yollu olarak kullanılır.
BOK YİYENİN KAŞIK ÇALICISI: (d)-(o.k)-Dalkavuk.
BOKA BAKINCA TEZEK LALE : (d)-(o.k)-"Kötünün yanında daha az kötü olan iyidir"anlamında söylenir. & Ehven-i Şer
BOKA BASMAK: (d)-(o.k)-Bir kimsenin yanlış ya da kötü bir adım atması. Kötü duruma düşmek.
BOKTAN ANLAMAZ HELAYA TABANCA SIKAR: (d)-Bir konuda bilgisiz olduğu halde bilmişlik taslayanlar, yetki sahibi olmak isteyenler için söylenir.
BOKTAN KELEK: (d)-Çok kötü niteliksiz şey ya da durum.
BOKU BADİ SABAH OLMAK: (d)-Bir kimsenin sonradan değere bindiğini anlatmak için kullanılır. "Yok şekerim, onun yenilerde boku badi sabah oldu, eskiden kimse yüzüne bile bakmazdı haspamın. "
BOKU BÜYÜK: (d)-(o.k)-Bir kimsenin mevkisinin yüksek olması. & Zengin, etkili kişi. "Onlara bulaşmaya gelmez, iyi boku büyüklerdendirler. "
BOKU İLE ÇEKİŞMEK: (d)-Çocuklarıyla anlaşamamak. & Kendi kendine yarattığı sorunlarla boğuşmak.
BOKUM : (ü)-Senli benli hitap biçiminde kullanılır. & Kendi çocuğu için söylenir.
BOKUMUN GÖLGESİ: (d)-Birisini küçümsemek, aşağılamak için söylenir.
BOKUMUN KOKUSUNU MU ALDIN: (d)-(o.k)-Peşinden ayrılmayan kişiler için alay yollu olarak kullanılır. "Ne o zırt diye geldin, bokumun kokusunu mu aldın. "
BOKUN GÖZÜNE BASMAK: (d)-Bir konuda çok kötü duruma düşmek.
BOKUN LAYIĞI OSURUK: (d)-(o.k)-Herkesin layık olduğu birisini eninde sonunda bulacağını anlatmak için söylenir.
BOKUNA BAĞLANMAK: (d)-Çocuğunu çok sevmek. & Kendinin olan şeylere haddinden fazla değer vermek.
BOKUNDA ALTIN BULMAK: (d)-Kendisine ya da çocuğuna abartılı değer vermek, gereksiz yere övmek.
BOKUNDA BOĞULMAK: (d)-(o.k)-Kendi yarattığı durumun içinden çıkamamak.
BOKUNDA KEMİK ÇIKMAK: (d)-(o.k)-Bir kişinin yaptığı bir şeyin önemini anlatmak için alay yollu olarak söylenir. "Tamam ulan anladık, senin de bokunda kemik çıktı. "
BOKUNDAN KORKMAK: (d)-(o.k)-Çok korkak insanlarla alay etmek için söylenir.
BOKUNU TEMİZLEMEK: (d)-Birisinin hatasını onun yerine düzeltmek. "Anam beni onun bokunu temizleyeyim diye doğurmadı, müsadenle. "
BOKUNU YALDIZLAMAK: (d)-Bir kimseye abartılı değer vermek.
BOKUYLA BOĞUŞMAK: (d)-Kendi yaptığı bir hatayı düzeltmeye uğraşmak. & Çocuğunu büyütmeye çalışmak.
BURNUMUN BOKU: (d)-Önemsiz ve gereksiz şey ya da kimse. "Hadi ordan burnumun boku. "
ÇOK GEZEN BOK GETİRİR: (d)-(o.k)-Çok gezen kimseleri eleştirmek ve onların gezmelerini engellemek amacıyla söylenir.
DÖTERİK: (i)-Bok.
DÖTERYUM: (i)-Bok.
EBENİN BOKU: (d)-(o.k)-Önemsiz şey. & Bir kimseye küfür etmek onu aşağılamak için söylenir.& 
EŞEĞİN BOKU: (d)-Hakaret amacıyla kullanılır.
EŞEĞİN BOKUNU ALMAK: (d)-Hiçbir şey elde edememek. "Sen daha çok beklersin, anca eşeğin bokunu alırsın anam. "
EVDE BOKU PİŞER DIŞARDA SİKİ ŞİŞER: (d)-Gözü dışarıda olan erkekler için alay yollu olarak kullanılır.
EVLADI OLAN OTLA DA KONUŞUR BOKLA DA: (d)-Çocuğu olan kimselerin çocuğu için çok şeyle ilgilenmek zorunda kalacağını anlatmak için söylenir.
FIŞKI: (i)-(o.k)-Kötü ve sevimsiz kimse. & Bok.
GIDI BOKU: (d)-Gereksiz ve lüzumsuz şey.
GÜVERCİN BOKU: (d)-Hiçbir şeye karışmayan kimseler için alay yollu olarak söylenir.
HAK YOLUNA VERMEZ BİR MANGIR BOK YOLUNA GİDER TANGIR TANGIR: (d)-Bir kişinin doğru yoldan iş yapmadığını anlatmak için söylenir.
HOK: (i)-Bok.
İKİ BOKU ÜST ÜSTE GELMEMEK: (d)-Çok yoğun bir koşuşturma içinde olmak.
KALDIRSAN ALTINDAN BİR KALBUR BOKU ÇIKMAK: (d)-Büyüklük taslayan kimselerin aslında düşük nitelikleri olduğunu anlatmak için söylenir. Görünmeyen gerçek niteliklerin düşüklüğünü işaret etmek için kullanılır.
KARGA BOKUNU YEMEDEN: (d)-(o.k)-Sabahın çok erken vaktinde.
KAZ BOKU GİBİ ÇIKMAK: (d)-Olur olmaz her şeye karışmak. "Kız sen de her yerden öyle kaz boku gibi çıkma da laf yeme!”
KIÇI BOKTAN KURTULMAMAK: (d)-Bir kimsenin kendisine hala muhtaç olduğunu anlatmak için alay yollu olarak söylenir. & Yeterince olgunlaşamamak. "Ulan senin daha kıçın boktan kurtulmadı, kendi kendine babalanıyorsun. "
KIÇININ BOKU BİTMEK: (d) - (o.k) - Bir konuda yapılacak hiçbir şey kalmadığını anlatmak için söylenir. "Tamam lan artık sana verecek birşeyim kalmadı. Kıçımın boku bitti."
KIZ KOCAYI Bİ BOK SANIR GİTTİĞİ GECE USANIR: (d) - Evliliği çok önemseyen genç kızlarla alay etmek için söylenir.
KİMİNİN SİKİ GÖZÜNÜ ETTE AÇAR, KİMİNİN SİKİ GÖZÜNÜ BOKTA AÇAR: (d) - Herkesin aynı şansa sahip olmadığını anlatmak için söylenir.
KOCA BOKUYLA ADI SATILMAK: (d) - Kocası vasıtasıyla bir yere gelmek. Koca torpili. "Yok şekerim, onlar genç kadınlar, kendilerine yaşlı ve nüfuzlu koca bulurlar önce, sonra da koca bokuyla adları satılır."
KURU BOKA SU SERPMEK: (d) - (o.k) - Eski bir meseleyi yeniden alevlendirmek. "Sen de böylesin işte. İlle kuru boka su serpeceksin."
MACUN: (i) - (ar.) - Bok.
MANDA BOKU: (d) - Gereksiz ve yararsız şey.
NE BOKUMA: (d) - (o.k) - "Bana ne, beni ilgilendirmez" anlamında söylenir.
OT KÖKÜ TAVŞAN BOKU: (d) - (o.k) - Değersiz ve lüzumsuz şey ya da kimse.
OTA BOKA BULAŞMAMAK: (d) - (o.k) - Hiç bir şeye karışmayan kimselerle alay etmek için söylenir. "Sen böylesin işte, ota aboka bulaşmazsın sonra da ama beni niye kimse düşünmüyor diye hayıflanırsın!"
PEKMAYA: (i) - Bok.
SAKIZI BOKA DÜŞMEK: (d) - Bir konuda şaşkınlıkla yanlış yapmak, kötü duruma düşmek.
SIÇTIĞI BOKU VERMEMEK: (d) - (o.k) - Cimrilik etmek. "Amaan sakın birşeyini isteme. O adama sıçtığı boku vermez."
SIÇTIĞIM BOK: (d) - Bir kimsenin çocukları. "Sıçtığım bok karşıma çıkmış bana bahane buluyor."
SIÇTIĞIN BOKA LAYIK: (d) - (o.k) - Bir kimseyi aşağılamak için söylenir. "Ay allah aşkına ne kafana takıyon! O senin sıçtığın boka layık!"
TAŞAK ALTI OKKA BÖYLE BATARLAR BOKA: (d) - Bir kimsenin kendi hatası yüzünden kötü duruma düştüğünü anlatmak için söylenir.
TAZE BOKA SİNEKLER ÜŞÜŞÜR: (d) - Genç kız ya da erkeklere yaşlılar aşırı ilgi gösterir anlamında söylenir.
ÜÇ GÜNLÜK SEYİSLİĞİ VAR, KIRK YILLIK AT BOKU EŞELER: (d) - (o.k) - Cahil ve deneyimsiz olup bilmişlik taslamak. Böyle kimseler için alay yollu olarak kullanılır.
YAĞMURDA KALMIŞ İT BOKU: (d) - (o.k) - Çok kötü bir durumu anlatmak için söylenir. "O olaydan sonra yağmurda kalmışa it boku gibi kalakaldım."
YAŞ BOKU ŞİŞELEMEK: (d) - Daha olgunlaşmamış bir konuda aceleci davranmak.
YÜZÜNE BOK SUYU: (d) - Birisini artık görmek istemeyince söylenir.

Amerikan kültüründe BOK sözcüğü

Devlet başkanından sokaktaki sıradan insanına kadar Amerika­lıların ne kadar küfürbaz olduğu bizim medyada hemen hemen hiç işlenmemiş bir konudur. Hiç abartmadan söylüyorum, Amerikalı­ların konuşurken kullandıkları her üç sözcükten biri mutlaka bir küfür sözcüğüdür ve bu sözcüklerin en hafifi de “bok” sözcüğüdür.
“Bok”un İngilizce karşılığı “shit”dir, şit diye okunur, Ameri­kalıların ağzından “şit” hiç eksik olmaz.
Amerika’da herkes kendisini ya “küçük bok” sanır, ya da “büyük bok”. Böylesi bir ayrımın benimsendiğini çok çabuk fark edersiniz. Yeni tanıştığınız kişiler bile, eleştirdikleri biri için, “O, kendisini büyük bir bok sanıyor!” derler.
Amerika’da toplumsal hiyerarşinin, bok ölçüsüne göre kademelenmesi de, tüm dünyaya yayılıp dayatılan Amerikan kültürünün kalitesi hakkında iyi bir fikir vermeye yeterlidir sanırım.
Eğer New York borsasında o gün hisse senetleri değer kay­bediyor ve yolda karşılaştığı arkadaşı,
-Borsa bugün nasıl gidiyor, diye sorarsa… Amerikalının vereceği yanıt tek hecelidir:
-Bok…
Karşısındakinin fikirlerini benimsemeyen Amerikalı,
-Söylediklerin bir yığın bok! deyip, konuşmayı keser.
Birisi eleştirel sözleriyle Amerikalıyı kızdırmaya başlarsa, ala­cağı yanıt son derece edebi bir benzetmedir:
-Sen, üzerinden dumanları çıkan bir yığın at bokusunl
Amerikalıların dilinde “bok” sade olumsuz anlamlarda kulla­nılmaz, olumlu anlamlarda da kullanılır. Çok zengin bir kişinin para­sal gücünün boyutları konuşulurken:
-Orospu çocuğu, denir, bok gibi zengin…
Amerikalı çok korktuğunu ifade ederken de bok sözcüğüne başvurur:
-Korkudan bokumu yaptım…
İstediğini elde etmek için şiddete başvuran, karşısındakini dayaktan haşat eden Amerikalı da bu olayı sonradan arkadaşlarına anlatırken şöyle der:
-Dayaktan altına bokunu etti…
Amerikalı, herhangi bir konu hakkında umursamazlığını da,
-Bokumda bile değil… diye ifade eder.
Ekonomik veya sosyal problemlerle başı dertte olan bir Ameri­kalı da,
-Gözbebeklerime kadar bokun içindeyim!., diyerek halini anlatır.
Amerika’nın* 23 yaşındaki ünlü kadın besteci ve şarkıcı Nelly Furtado’nun, “Hatırla O Günleri” adlı şarkısının açılış cümlesi şöyledir:
-”Radyodaki bokumu duyuncaya kadar beni sevmiştin.”
Yine aynı şarkıcının, “Hey, Adam!” adlı şarkısının bir yerinde şöyle der:
-”Gökyüzünde gölgeler var, yağmur yağacak gibi ve havada yine boklar uçuşacak.”
Amerikalılar İnternet’te bir site açmışlar, adı “Bok Şehri”. Ve bu siteye girdiğinizde, bok yiyen insanların, bok yiyen genç kızların resimlerini görürsünüz. İnanmayanlara sitenin adresini veri­yorum: www.shitcity.com Yalnız, kusmadan izleyebilmeniz için gerekli önlemleri almanızı da öneriyorum!
Bol “bok”lu Amerikan kültürünün önemli uzantıları olan Amerikan filmlerini İngilizce dilinde seyredenler, en aşağılık küfürlerin yanında çok sık olarak “bok” sözcüğünün kullanıldığını pekiyi bilirler. Ancak, bu filmlerin Türkçe dublajlı olanlarında, galiz küfür­ler ve “bok” sözcüğü Türkçeye. “lanet olsun” diye çevrilmiştir!
Amerikan kültürünü Türk halkına benimsetmek isteyen işbirlikçiler. Amerikan kültürünün “bok”lu yanını gizlemek için olacak, böyle bir hileye başvurmuşlar.
Amerikan kültürünün aşırı bir cömertlikle ürettiği “boklu” deyimler olmasa. Amerikalılar kendilerini ifade etmek için herhalde “bok” gibi ortada kalacaklardı!

fıkralar

GELECEK BOK İÇİNDE
Çocuk akşam eve gelmiş ve babasına : -Baba hayat bilgisi dersinde yönetimleri işliyoruz, bana demokrasiyi anlatır mısın?, demiş. Babası : -Anlatmasına anlatırım yavrum ama senin bazı tanımları bilmen gerekiyor, demiş. Bak şimdi benim fabrikam var ve eve para getiriyorum, ben kapitalistim; paranın nasıl harcanacağına annen karar verir, o hükümet; hepimiz senin için yaşıyoruz, sen halksın; beşikteki kardeşin, gelecek; hizmetçimiz ise işçi sınıfı. Sen bunları oğren. Ben sabah sana demokrasiyi anlatırım, demiş. Gece çocuk uyanmış bir bakmış ki küçük kardeşi altını pisletmiş ve durmadan ağlıyor. Hemen anne ve babasının odasına gitmiş. Annesi horul horul uyuyor. Uyandırmaya çalışmış ama başaramamış. Babası yatakta değil, geçerken hizmetçinin odasına bir bakmış ki hizmetçiyle babası sevişiyor. Çaresiz dönüp yatmış. Ertesi sabah babası : -Gel oğlum sana demokrasiyi anlatayım, demiş. Çocuk : -Gerek yok baba, den artık biliyorum, yanıtını vermiş ve anlatmış : -Kapitalistler işçi sınıfını becerirken hükümet uyuyor, halk endişeli, gelecek ise bok içinde

İki deli yolda yürüyormuş
birinci deli; ben gidiyorum susadım demiş ikinci deli;
hazır gitmişken benim içinde içiver demiş. birinci deli;
tamam deyip gitmiş on dakika sonra gülerek gelmiş. ikinci deli;
ne oldu diye sormuş birinci deli;
ha hay kendi yerime temiz su senin yerinede boklu su içtim demiş.

Biz Bu Boku Niye Yedik?

Ağa sabah kalktığında kahyasına arabanın hazırlanmasını, şehre ineceğini söyler. Kahya hizmetlilerin de yardımıyla, en iyi koşumlarla en iyi iki atı arabaya koşar. At araba, atların süsü, arabanın boyası ile göz kamaştırmaktadır.
Ağa ve kahya arabaya kurulurlar. Ağanın işareti ile araba hareket eder. Bu hareket sırasında ağa, şu atlara bak, şu arabaya bak, kimde var böylesi. Diye düşünerek kasılmaktadır. Aynı anda kahyanın da aklından; ömrüm el kapılarında geçecek, keşke şu at araba benim olsaydı diye geçirirken, Ağa birden bire, arabayı durdurmasını ister kahyadan. Kahya arabayı durdurur. Bu arada köyün dışına çıkmışlardır. Ağa kahyasına dönerek, bu at arabanın senin olmasını ister misin? diye sorar.Kahya şaşkınlıktan gözleri yerlerinden fırlayacak gibi, Şaka mı bu ağam. Diye sorar.
Ağa hayır diyincede ama ağam benim atı alacak kadar param yokki der. Ağa da para istemiyorum atın bokunu ye bu atla araba senin olsun der. Kahya atın bokunu yedikten sonra şehre doğru yola devam ederler.Şehirden eve dönerken ağayı sıkıntı basar. Ağa ben atla arabayı bu kahyaya verdim şimdi köylüye ne derim diye kendine sorular sorar.Sonra dayanamayıp kahyaya;
- Kahya bu atla arabayı bana satarmısın? diye sorar. Kahya:
- Satmam ama atın bdkunu yersen sana atla arabayı geri veririm der. Ağa da köylüye mahçup olmamak için atın bokunu yer.. Köye yaklaştıkları sırada kahya gülmeye başlar. Ağa merak edip sorar:
- Kahya niye gülüyorsun? diyerek..
Kahya da ağaya dönüp:
- Ağam sana bir sorum olacak der. Ağa sor bakalım diyince kahya sorusuna başlar:
-Ağam der.. Biz köyden çıkarken bu atla araba kimindi.Ağa cevap verir:
-Benim..
- Şimdi köye geri gidiyoruz bu atla araba kimin..Ağa tekrar cevaplar:
- Benim..
Kahya bombayı patlatır:
-Ağam o zaman sen de ben de bu boku niye yedik???
 
Bir adam uçağıyla Afrika'nın üzerinde gezerken birden uçağı arızalanır ve ormanlık bir alana düşer. Adam ne yapayım ne yapayım diye düşünürken birden bir Afrika kabilesinin ona doğru yaklaştığını görür. Adam içinden "işte şimdi boku yedik" der. O anda düşüncesinde Nur yüzlü dedenin sesini duyar.
- Hayır evladım boku yemedin.
- Peki ne yapmam gerek.
- şuradaki mızrağı görüyor musun?
- Evet.
- Al onu öndeki renkli giysili adamın tam kalbine batır. Adam mızrağı alır ve adamın tam kalbine batırır.
- Evladım iste şimdi boku yedin.

2. Dunya Savasinda 2 yahudi almanlara esir olmustur.Bunlardan biri digerine kendilerine ne yapacaklarini sorar.O da baslar anlatmaya "
2 ihtimal var ya bizi oldururler yada esir kampina yollarlar.
Oldururseler sorun yok kampa gidersek 2 ihtimal var ya kursuna dizilriz ya da Gaz odasinda olduruluruz.
Kursuna dizilirsek sorun yok gaz odasina gidersek 2 ihtimal var bizden ya sabun yaparlar yada kagit.
Sabun yaparlarsa sorun yok kagit yaparsalar 2 ihtimal var ya gazete kagidi oluruz yada tuvalet kagidi.
Gazete kagidi olursak sorun yok tuvalet kagidi olursak iste o zaman boku yedik".


Türkün teki bir gün bir suc isler ve mahkemeye cikar. Hakim ilk celsede karar verir ve sucluya so... Türkün teki bir gün bir suc isler ve mahkemeye cikar. Hakim ilk celsede karar verir ve sucluya sorar;oglum cezani Türk hapishanesinde mi yoksa Alman hapishanesinde mi cekmek istersin?
Suclu cevap verir; almanlarda ne var Türklerde ne var?
Hakim söyler; Türk hapishanesinde her gün bir kova pok Almanlarinkinde bir kasik pok var. Suclu düsünür ve ;
Ben türk hapishanesini istiyorum der.
Hakim ,oglum iyi düsün almanlarda bir kasik Türklerde bir kova.
Suclu, hakim bey siz bu almanlari tanimiyorsunuz ,onlar her gün o bir kasik poku getirip agzima sokarlar. Ama bizim Türkler öylemi, Bir gün pok bulamazlar, pok bulsalar getirecek adam bulamazlar, hadi diyelim ikisinide buldular getiren adama bir kac kurus rüsvet verirsen getirdigi poku kendisi yeerr.....

TABAKHANEYE BOK YETİŞTİRMEK DEYİMİ

TABAKHANEYE BOK YETİŞTİRMEK " SÖZÜ NEREDEN GELMEKTEDİR?

Osmanlı döneminde deri tekeli vardı… Safranbolu da derinin tabaklanması olabilmesi için o dönemin ileri gelenleri çeşitli tedbirler almışlar… Safranbolu da tabaklanmayan deriyi satanlardan o dönemin tüccarları alış veriş yapmazlar ve mecburen Safranbolu da deriyi tabaklananlar satılırdı o dönem çok para kazanan Safranbolu iş adamları Köşkler, konaklar ve 99 odalı evler yaptırmış… Bazı evlerin içine çeşme dahi getirilmiştir…
Safranbolu da taze köpek dışkısı için tabakhanelerde yaygın olarak binlerce köpek beslenirmiş. Ham deri, kıllardan, yağ ve et tabakalarından mekanik olarak temizlendikten sonra kimyasal olarak işlendiği sama safhasında, taze köpek dışkısı enzimlere ihtiyaç duyulduğundan, Tabakhanelerin olduğu yerleşim yerlerinde çoluk çocuk ellerinde teneke maşrapalar, köpek dışkısı toplarlar, sama işlemi ancak dumanı tüten taze dışkı yapılabildiğinden koşa koşa tabakhanelere yetiştirirlermiş...
Hayvanların derilerinin işlendiği atölyeler köpek dışkısı için yanar tutuşurlarmış. Çünkü bir tek taze köpek dışkısı içinde bekletilen deri yumuşacık, kıl köklerinden arınmış, gözenekleri açık, ince, homojen yani kaliteli olabilirmiş.  Bu nedenle köpek çiftlikleri kurulmuş… Binlerce köpek beslenmiş, üretilmiş ve hatta Köpeğin dışkısını sıcak ve kurumadan yetiştirmek için sistemli bir iş örgütlenmesi kurulmuştur.
Bugün dericilik tamamen ölmüş olup,  yapay olarak yeni kimyasallarla da aynı sonuç elde edilmeye başlanınca köpeklerin de, dışkı toplayıcıların da pabucu dama atılıvermiş,  "tabakhaneye bok yetiştirmek" de yeni kuşakların nereden geldiğini bilmediği, merak ettiğini de sanmadığım bir deyiş olarak - belki de içinde bok kelimesi geçtiğinden günümüze kadar gelebilmiş.
Safranbolu da deriyi işleyip kullanılabilir hale getiren meslek erbabına. "Tabak mısın; it bokuna muhtaçsın", denirmiş…
Bugün Almanya, Fransa, Hollanda da hayvan hakları savunucu bazı genç grupları hafta sonları deri giyenleri avlamak için balonların içine koydukları boyalarla deri giyenlere saldırmaktadırlar…

BOK BÖCEĞİ

Bir bok böceği 
türü

Bok böceği

Vikipedi:TaksokutuVikipedi:Taksokutu
Bok böceği

Bir bok böceği türü
Bilimsel sınıflandırma
Alem: Animalia (Hayvanlar)
Şube: Arthropoda
(Eklem bacaklılar)
Alt şube: Hexapoda
Sınıf: Insecta
Takım: Coleoptera(Kın kanatlılar)
Familyalar ve oymaklar


Bok böceği, kısmen ya da tamamen dışkıyla beslenen böceklerin ortak adıdır.
Bu türlerin büyük çoğunluğu, kın kanatlılar (Coleoptera) takımında sınıflanan Scarabaeidae familyasının alt familyalarında Scarabaeinae ve Aphodiinae'nin üyesidir. Özellikle Scarabaeinae alt familyasının tek başına içerdiği 5.000'den fazla türün büyük çoğunluğu hemen tamamen dışkıyla beslenir ve bu yüzden de bu alt familya için zaman zaman "asıl bok böcekleri" terimi de kullanılır. Ancak, kın kanatlıların diğer bir familyası olan Geotrupidae de dışkıyla beslenen ve "toprak kazan bok böcekleri" olarak anılan türler içermektedir.[1]

Özellikleri [değiştir]

Bok böcekleri sert kabuklu böceklerdendir ve bir çoğu parlak metalik renklerde ve 5-60 mm büyüklüğündedir. Bu böcek, küre imal edebilen tek böcektir. 30 adet parmağa sahiptir. Ön ayaklarının yardımıyla dışkıdan iri bir küre yapar, bu kürenin içine yumurtalarını aşılar ve küreyi başı hep doğuya dönük olarak, arka ayaklarıyla yuvasına itip gömer. Yirmi dört gün sonra yavruları belirmeye başlayınca, küreyi topraktan çıkarıp suya götürür. Küre suda eridiği zaman da yavrular serbest kalır.

Beslenme [değiştir]

Etçil ve otçul hayvanların gübrelerini yer ve bunları top haline getirerek saklar.

Dağılım [değiştir]

Birçok farklı habitatta yaşarlar, çöl, tarlalar, orman, ve otlaklar buna dahildir. Aşırı derecede soğuk veya kuru havayı sevemezler. Antartika hariç bütün kıtalarda görülürler.
Başkalaşım görülür.

Ekoloji ve davranış [değiştir]

Bok böceği türlerinin sıklıkla oldukça özgün ekolojik gereksinimleri vardır. Örneğin, Aphoniidae alt familyasının üyeleri olan Dialytes türleri ve Aphotaenius carolinus geyik dışkısını geri dönüştürmek üzere özelleşmiştir. Bir örneğinin Scarabaeinae alt familyasından Canthon pilularius olduğu ve "yuvarlayıcı böcekler" olarak anılan bir grup bok böceği ise dışkı kümesinden ayırdığı bir parça dışkıyı top haline getirip, o küme üzerine gerçekleşebilecek olası bir mücadeleden yuvarlayarak uzaklaştırır. Yine Scarabaeinae alt familyasının üyesi olan Copris fricator, Phanaeus vindex, Onthophagus hecate ve Onthophagus cribricollis türleri ise dışkı topunu dışkı kümesinin altında oluşturur. Kimi bok böcekleri ise omurgalıların yuvalarında yaşar. Çoğunluğunu bok böceklerinin oluşturduğu bu alt familyalarda, beslenmeleri farklı olan türler de bulunur. Örneği (Sarabaeinae) mantarlarla beslenir.[2]

Kültürde [değiştir]

Mısır Skarabeleri-İstanbul Arkeoloji Müzesi
Bok böcekleri (Skarabe) eski Mısır’daki en yaygın sembollerden biridir. Mısır geleneğinde farklı bağlamlarda, üç değişik anlamda kullanılmış olan sembolün simgelediği anlamlar şöyle açıklanır:
  • Ra’nın “khepre” şeklini temsil eden kullanımlarında kozmik evrenin meydana getirilişini simgeler. Bu böceğin üreme biçimi, kendi kendini doğuran, daha doğrusu kendi kendinin nedeni olan yaratıcı güç “Phtha”nın evrendeki kozmik nesneleri şekillendirerek oluşturmasını temsil eder. Burada söz konusu olan güç, yoktan var eden değil, “var edilen”i biçimlendiren bir güçtür. Mısır’ın hiyeroglif yazısında “olmak”, daha doğrusu “verilen biçimi alarak varlık haline dönüşmek” anlamına gelen “hpr” ya da “kheper” fiili ayakları açık bir skarabe ile yazılır. İlah Khepra’nın adı da bu fiilden türemiştir.
  • Güneş ile birlikte kullanımlarında, Güneş Sistemi’nin kendisine yaşam veren, kendisini yöneten Sirius Sistemi ile ilişkisini simgeler. Böceğin yumurtalarını koyduğu ve itme gücüyle yuvarladığı küre, kozmozda bir güçle yuvarlanıp giden bir ateş küresi olan ve tohumlarını Sirius’ten alan Güneş’i simgeler[3]. Sembolün bu anlamdaki kullanımında, sembole genellikle Güneş’i simgeleyen bir diskin eşlik ettiği görülür.
  • Ölüm ve ölüm-ötesi konularıyla ilgili olarak kullanımında ise reenkarnasyonu simgelemek üzere kullanılırdı. Bununla birlikte skarabenin eski Mısır’da aynı zamanda bir tür muska olarak da kullanıldığı bilinmektedir.

Kadim Mısır'ın tılsımsal böceği [değiştir]

Kadim Mısır'ın bu kutsal böceği, günümüz dünyasının bile en geçerli tılsımlarından biridir. Kadim Mısırlılar onun yaratılış, erkekliğin tartışılmaz gücü, üreme, bilgelik, reankarnasyon, ölümsüzlük ve yenilenmeyle özdeşleştirmişlerdir. Bokböceği tılsımı hemen hemen dört bin yıllık bir faal yaşam süresi gösteren ve dünyadaki tılsımların içinde en uzun bir geçmişe sahip olanıdır. Bugün bokböceği simgeli yüzük, küpe ve broşlar uğur olarak hala kullanılmaktadır.

AHIR GÜBRESİ

AHIR GÜBRESİ VE YANMIŞ (ÇÜRÜTÜLMÜŞ) AHIR GÜBRESİNİN KULLANILMASI
 AHIR GÜBRESİ
Gübrelerin toprağa veya doğrudan bitkiye verilmesine gübreleme denir. Organik ve kimyasal olmak üzere ikiye ayrılır. Organik gübreler içinde en çok kullanılan ahır gübresidir. Ahır gübresi genellikle at, inek, koyun, keçi vb. hayvanların katı ve sıvı dışkıları ile yataklık olarak kullanılan sap, saman gibi maddelerden meydana gelen karışımdır.
At ve koyun dışkıları daha az su içerdiği için sıcak (kuru) gübrelerdir. Çürümeleri kolay olup çürüme esnasında yüksek sıcaklık oluştururlar. Daha fazla su içeren sığır gübrelerine ise soğuk gübre denir. Sıcak gübreler soğuk gübrelere göre daha çok bitki besin maddesi içerirler. Ahır gübreleri içinde en kuvvetlisi kümes hayvanlarının (özellikle güvercin) gübreleridir. Bunun için bu gübrelerin daha az kullanılması gerekir. Ayrıca koyun gübresi de sığır gübresine göre daha az kullanılmalıdır.
Hayvanlar yedikleri yemin ancak % 45 inden faydalanabilirler. Yemde bulunan bitki besin maddelerinin yarısından fazlası dışkıyla ahır gübresine geçer. Bu nedenle ahır gübresi içerdiği besin maddelerinden dolayı bitkiler için zengin bir besin maddesidir.
NEDEN AHIR GÜBRESİ?
Ahır gübresinin etkisi kimyasal gübreler gibi tek yönlü değil çok yönlüdür.
—Ahır gübresi bitkilerin gelişmesi için gerekli besin maddelerini sağlar.
—Toprağın su tutma kapasitesi ve geçirgenliğini artırarak havalanmasını sağlar. Su tutma kapasitesinin artması tarıma elverişli toprağın kaybına (erozyon) engel olmaktadır.
—Toprağın kolay tava gelmesini ve toprak işlemeyi kolaylaştırır.
—Toprağın organik madde miktarını artırır.
—Topraktaki mikroorganizma sayısı ve etkinliğini artırarak toprağı daha verimli hale getirir.
Ahır gübresi
AHIR GÜBRESİNİN TOPRAĞA VERİLME ZAMANI, ŞEKLİ VE MİKTARI NASIL OLMALIDIR?
Üretim cinsine göre dekara 1-4 ton ahır gübresi verilebilir. Organik maddesi az olan topraklara daha fazla ahır gübresi kullanılmalıdır. Ancak gübrenin olgunlaşmış ve yanmış olmasına dikkat edilmelidir. Yanma sırasında gübre içindeki yabancı ot tohumları ve hastalık etmenleri etkisini kaybeder. Ahır gübresinin değerini korumak ve ahırda temiz ve kuru yatacak yer sağlamak için hayvanların altlarına yeterli miktarda sap, saman gibi yataklık serilmelidir. Yataklık, idrarın akıp gitmesini önleyerek bitki besin maddelerinin tutulmasını da sağlayarak gübrenin yararını artırır.
Kültür bitkileri içinde ahır gübresinden en fazla yararlanan bitkiler sebzeler ve çapa bitkileri iken, tahıllar içinde en fazla çavdar yararlanmaktadır.
Ahır gübresiyle gübreleme, az yağış alan bölgelerde ve ağır bünyeli topraklarda sonbahar, çok yağış alan bölgelerde ve kumlu topraklarda ise ilkbaharda yapılır. Böylece, gübreden yıkanmayla ortaya çıkacak kayıplar azaltılmış olacaktır. Ahır gübresi tarlaya taşınır taşınmaz pullukla toprağa karıştırılmalıdır.
YANMIŞ (ÇÜRÜTÜLMÜŞ) AHIR GÜBRESİ NASIL OLMALIDIR?
Ahır gübresinin bitkiye faydalı olabilmesi için yanmış ve olgunlaşmış olması gerekir. Taze iken toprağa verilen ahır gübresinde karbon / azot oranı yüksek olduğu için bitki bundan faydalanamaz ve bitkide azot noksanlığını ortaya çıkar. Ahır gübresinin yanması ile karbon / azot oranı düşürülmektedir.
Gübre yığınlarından sızarak uzaklaşan suyun koyu renkli olması yıkanmanın en belirgin işaretidir. Gübrenin şerbeti olarak anılan bitkiye yarayışlı besin maddelerini içeren bu sıvının yıkanıp uzaklaşmasına engel olunup, kayıpların asgari düzeye indirilmesi için ahırdan çıkarılan gübre;
—Sert bir zemine serilerek sıkıştırılmalı,
—Gübre yığını yeterli düzeyde nem içermeli,
—Gübre hava şartlarından en az düzeyde etkileneceği bir yerde yapılmalı,
—İmkanlar elverdiğince yığın bozulmadan saklanmalıdır.
Ahırdan çıkan gübreyi düzenli olarak doğrudan tarlaya taşıyıp, toprakla karıştırmak pratik değildir. Bu nedenle ahırdan çıkan gübre sert bir zeminde, hava şartlarından fazla etkilenmeyecek şekilde bir yere yığın yapılır.
Saklama şekillerindeki farklılıktan dolayı ahır gübresi sıcak ve soğuk olmak üzere iki çeşittir. Ahır gübresinin sıkıştırılmadan yığınlar halinde biriktirilmesi ile gübre havalı şartlarda parçalanmakta ve sıcaklık 60 dereceye ulaştığında (yazın bir haftada, kışın 15-20 günde) elde edilen gübreye sıcak gübre denilmektedir. 2-3 gün bu sıcaklıkta tutulan gübrenin, daha sonra sıkıştırılmasıyla yığın içersinde havasız ortam sağlanmakta ve ısı düşürülmektedir.Bu yöntemle parçalanma hızlı olup, 3 ay gibi bir zamanda gübre tarlaya taşınabilir duruma gelmektedir.
Ahırdan çıkarılan taze gübrenin sıkıştırılarak havasız şartlarda çürütülmesi ile elde edilen gübreye soğuk ahır gübresi denir. Bu yöntemle parçalanma oksijensiz şartlarda olup, sıcaklık 30 dereceyi geçmez. Daha çok sap, saman bakımından fakir, kesif yemle beslenmiş hayvanlardan elde edilen gübreler bu yöntemle çürütülmektedir.
Ahır gübresinde azot kaybını engellemek için kimyasal koruyucular karıştırılarak gübrenin etkisi arttırılabilir. Fosforik, sülfürik ve hidroklorik asit gibi güçlü asitler etkili koruyucu maddelerdir. Fosforik asit, gübrenin fosfor oranını arttırdığından daha avantajlıdır. Güçlü asitlerin kalsiyum tuzlarından olan kalsiyum sülfat, kalsiyum klorür ve kalsiyum nitrat koruyucu madde olarak değer taşır ve gübreyle karıştırılınca azot kaybını önler. Kalsiyum sülfat (jips) içeren Triple Süper fosfat gübresi etkili bir koruyucudur. Bir ton taze gübreye yaklaşık 15 kg kadar karıştırılması yeterlidir.
Ahır gübresinin ülkemizde yakacak olarak (tezek) kullanılması çok yaygındır. Ahır gübresinin toprağa verilmesinin, tezek olarak kullanılmasından çok daha fazla katkı sağladığı unutulmamalıdır. Tezek yapılması zorunlu ise, geride kalan külün tarlaya taşınması fosfor, potasyum, kalsiyum vb. mineral maddelerin toprağa verilmesi açısından yararlı olacaktır.
Sayın Çiftçilerimiz;
Ahır Gübresinin değerini bilin. Daha verimli topraklar ve daha fazla ürün için bilinçli bir şekilde yanmış ahır gübresi kullanmaya özen gösterin. Bereketli ve bol ürün alın.

Ahır gübresinin tarımdaki önemi
            Şerife UYANÖZ
             Ziraat Yük. Müh.

Ülkemiz topraklarının büyük bir bölümü organik madde bakımdan fakir veya yetersiz durumdadır.özellikle, İç Anadolu Bölgesi topraklarının organik madde seviyeleri % 1’in altındadır.Tarım topraklarına çeşitli organik materyaller karıştırılarak organik madde düzeyleri artırılmaya çalışılmaktadır. Ahır gübresi bol miktarda bulunması ve uygulama kolaylığı sebebiyle bunların başında gelmektedir.
Ahır gübresi, büyük ve küçükbaş hayvanların sıvı ve katı dışkıları ile hayvanların altına serilen yataklıkların karışımlarından oluşan artığın adıdır. Ahır gübresi hem organik madde, hem de geniş mikroorganizma kapsamı ile toprağa çok yönlü yararlar sağlayan bir gübre çeşididir.
Ahır gübresinin toprağın niteliklerine etkisi kısaca şu şekilde özetlenebilir; Toprağın su tutma kapasitesini arttırır. Suyun toprak yüzeyinde bağımsızca akmasına, buharlaşmasına engel olur, zerreleri birbirine yapıştırarak toprağın su ve rüzgâr erozyonuna dayanmasına katkıda bulunur. Toprağın kolay tava gelmesini sağlar, işlenmesini kolaylaştırır. Toprak ısısını bitki gelişmesine uygun duruma getirir. Toprakların reaksiyonu (pH'sı) üzerinde etkili olmaktadır.Toprağa uygulanan ticari azotlu gübreler (bilhassa amonyum nitrat gübresi) sulama ve yağış suları ile kolayca yıkanmaktadır.Buna karşılık ahır gübresi ise, organik artıklardan oluştuğundan, bitkininin ihtiyaç duyduğu bütün elementleri (azot, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum ve mikro elementler) içermekte olup, özellikle en önemli bitki besini olan azotun sürekli kaynağını oluşturmaktadır. Bitkiler için ahır gübresindeki fosfor, kimyasal gübrelerdeki fosfora göre çok daha yararlıdır. özellikle kireçli topraklarda fosfor bitki tarafından yararlanılamaz şekilde tutulmaktadır. Bitkiler kimyasal gübreler şeklinde toprağa verilen fosforun genellikle % 5-30'undan yararlanabilmektedir. Ahır gübresinde bulunan organik fosfor bileşikleri ise toprakta bitki tarafından alınamaz formda tutulmaz .Ahır gübresinin toprakta yavaş yavaş mineralize ( parçalanması)olması sonucu bağımsız şekle dönüşen fosfordan bitkiler kolaylıkla yararlanırlar. Ahır gübresi organik yapısı nedeni ile toprağın havalanmasına olumlu etki yapar. Ahır gübresinin toprakta parçalanması sonucu oluşan karbondioksit ve organik asitler, bitki besin elementlerini bitkiler için yarayışlı şekle sokarlar. Ahır gübresiyle toprağa fazla miktarda mikroorganizma verilir. Böylece, toprakta biyolojik aktivite ve değişimlerin hızı artarak toprağın biyolojik verimliliği artırılmış olur.
Ahırda yada ahırdan çıkarıldıktan sonra gereken dikkat ve özen gösterilmezse, tarlaya taşınmadan çok önce ahır gübresi değerini büyük ölçüde yitirir. Yöremizde çoğunlukla tarım işletmelerinde gübre ahırın ufak bir penceresinden dışarı atılarak, yağmur ve hava koşullarının etkisinde kalacak şekilde doğrudan açıkta bırakılmaktadır. Hatta gübre yığının çatıdan akan suyun doğrudan etkisi altında kaldığı bile görülmektedir. Ahırdan çıkarılan gübre açıkta ve gevşek yığınlar şeklinde bırakıldığında bitkinin kolayca yararlanabildiği besin elementleri yıkanarak gitmektedir. Bu durum gübre yığınından sızan suyun siyah renginden anlaşılmaktadır. Hava hareketi de (gübre kurudukça) gaz şeklinde amonyak kaybını önemli ölçüde arttırır.
Yataklığın kullanılmasının asıl amacı, ahırda hayvanlar için temiz ve kuru yatacak yer sağlamaktır. Yataklık; idrarın akıp gitmesini önler, gübrenin kullanılmasını kolaylaştırır, bitki besin elementlerini adsorbe (tutarak) ederek yitmelerini önler ve gübrenin bitki besin elementleri (ahır gübresindeki toplam bitki besin maddelerinin yaklaşık yüzde ellisi sıvı dışkı içerisindedir), ile organik madde içeriklerini arttırarak gübre üzerinde olumlu etki yapar. Yataklık olarak kullanılan materyalin azot içeriği düşüktür, yataklık içeren ahır gübresi ihtimar (çürüme) ettirilmeden toprağa verilirse, ürün üzerinde olumsuz etki yapar (taze gübrede karbon / azot oranının yüksek olması bitkide azot noksanlığının ortaya çıkmasına yol açar. İhtimar sonucu gübrenin karbon/azot oranı 20/1 ‘e kadar düşer). Ahır gübresinin ahırdan çıkarılıp tarlaya doğrudan taşınıp toprakla karıştırılması da sakıncalı bir uygulamadır. Yabani bitki tohumları hayvanların sindirim organlarında bozulmadan dışkı içerisinde atılır. Ahır gübresi ihtimar ettirilmeden tarlaya verilirse tarla yabani bitki tohumları ile kirletilmiş olur. Ayrıca gübrede bulunan hastalık etmenleri sorun oluşturabilir. Tarlaya taşınan ahır gübresi öbekler şeklinde ya da toprak yüzeyine serildikten sonra kısa bir süre bırakılacak olursa; kuruma, donma ve rüzgârın etkisi ile önemli düzeyde amonyak kaybı olabileceği gibi gübredeki besin elementleri de yıkanarak yiter. Ahırdan çıkan gübrenin sık sık tarlaya taşınıp toprakla karıştırılması pratik yönden olanaksızdır. Bu durumda olabilecek kaybı en az düzeye indirecek şekilde ahır gübresinin yığın yapılarak ihtimar (çürüme) ettirilmesi gerekir.
Yığın şeklindeki gübrenin uygun biçimde korunabilmesi için;
a) Gübre yığının uygun şekilde sıkıştırılmış olması,
b) Gübre yığının yeterli düzeyde nem içermesi,
c) Gübre yığının hava koşullarından en düzeyde etkilenebileceği bir yerde yapılması,
d) Olanaklar dahilinde yığının bozulmadan saklanması gerekir.
Burada en önemli iki husus şudur: Gübrenin korunmasında birincisi yeterli nemle birlikte havasız koşulların sağlanması, ikincisi ise yıkanmaya sebep olması nedeni ile suyun gübre yığının içerisine sızmasının önlenmesidir. Bu maddeler göz önünde bulundurularak sert bir taban üzerine (genellikle çimentodan yapılanlar tercih edilir) olanaklar elverdiğince çevre koşullarından en az etkilenecek şekilde gübre yığını gerçekleştirilmelidir.
Tarlaya taşınan ahır gübresinin zaman geçirmeden düzenli bir şekilde serilip toprakla karıştırılması gerekir. Genelde, parçalanmanın normal olabilmesi için yeterli havanın bulanabileceği bir derinliğe verilmelidir. Ahır gübresinin toprakla karıştırılması ya da toprak yüzeyine verilmesi yetiştirilen bitkiye, toprağın özelliğine ve gübrenindurumuna bağlıdır. İnce tekstürlü ya da nemli topraklara oranla kumlu geçirgen topraklara gübrenin daha derine verilmesi gerekir. Ahır gübresinin toprağa veriliş yönteminde ve toprağa verilme derinliğinde dikkat edilmesi gereken en önemli husus gübrenin toprakla tamamen örtülmesini sağlamaktır. örneğin; çayır ve meralara ahır gübresi toprak yüzeyine serilerek verilir. Sebzelerde ise ahır gübresinin toprağa karıştırılması gerekir. Eğer ahır gübresi iyi ihtimar etmemiş kaba ve iri parçalardan oluşmuş ise uygun derinlikte toprak altına verilmesi gerekir.
Kullanılacak ahır gübresi miktarını elde olan ahır gübresi miktarı belirlemektedir. Amaç; olanaklar elverdiğince geniş tarım topraklarına ahır gübresi vermektir. Bu sebeple küçük bir alana fazla miktarda ahır gübresi verme yerine daha geniş bir alana daha az ahır gübresi verilmesi tercih edilmelidir. Organik maddece fakir, hafif tekstürlü ( kumlu) topraklara ağır tekstürlü (killi) topraklara göre daha fazla ahır gübresi verilmelidir. Kültür bitkileri içerisinde çapa bitkileri, tarla bitkileri içerisinde ise çavdar ahır gübresinden en çok yararlanmaktadır.
Netice olarak ahır gübresinin etkisi kimyasal gübreler gibi tek yönlü değildir. Bu gübre bir yandan toprağa bitki için gerekli besin maddelerini sağlarken öte yandan da toprağın yapısını tarım için uygun hale getirmektedir. Ancak, mutlaka uygun koşullarda ihtimar ettirilmiş ahır gübresi kullanılmalıdır. Ahır gübresinin etkisi 3-4 yıl sürmektedir.Tarım topraklarına ahır gübresi uygulayarak hem toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini düzeltmiş hem de sürdürülebilir tarım için önemli bir kaynağı doğru bir şekilde kullanmış oluruz.

AHIR GÜBRESİ MUHAFAZASI VE UYGULANMASI
Ahır gübreleri, tarihin ilk çağlarından beri, bitkisel üretimi artırmak için kullanılmıştır.
Ahır gübreleri biryandan bitkilerin gelişmesi için lazım olan besim maddelerini sağlarken, diğer yandan da toprağın yapısını tarım için en uygun hale getirirler.
Ahır gübrelerinin bitkilere sağladığı besin elementleri bakımından ticari gübreler gibi tek yönlü değildir. İçerisinde birçok besin elementleri bulundurmaktadır.
Bu dersinizde ahır gübresi nedir, nasıl oluşur faydaları nelerdir, nasıl muhafaza edilmelidir bunları göreceğiz.
Ahır gübresinin kıymetini bilelim, kullanalım ve bol ürün alalım.
AHIR GÜBRESİ
Ahır hayvanlarının sıvı ve katı dışkıları ile yataklıklarının karışımında oluşan artıklar ahır gübresi olarak adlandırılır.
BESİN MADDELERİ
Hayvanlar yedikleri yemlerdeki besin maddelerinin ancak % 45'inden yararlanabilirler, yemdeki bitki besin maddelerinin yarısından fazlası dışkı ile ahır gübresine geçer. Böylece ahır gübreleri içerdikleri besin maddelerinden dolayı bitkiler için zengin bir besin maddesi deposudur.
BESİN MADDELERİNİN OLUŞUMU NELERE BAĞLIDIR?
Ahır gübresinin içindeki bitki besin maddelerinin oluşumu aşağıdaki faktörlerle bağıntılıdır.
- Hayvanın cinsine ve yaşına
- Hayvana yedirilen yemin miktarı ve besin değerine - Hayvanların yemden yararlanma durumuna
- Hayvanların gördüğü işe
- Kullanılan yataklığın cins ve miktarına
- Gübrenin saklanma tekniği gibi faktörlere bağlıdır. Şimdi bu saydığımız faktörleri sırasıyla inceleyelim.
HAYVANIN CİNS VE YAŞI
Ahır gübrelerinin içerdikleri bitki besin maddeleri; dışkının alındığı hayvanların türüne göre büyük farklılıklar gösterir. Koyun ve tavuktan elde edilen ahır gübrelerinin besin maddesi miktar ve çeşidi sağır ve beygirden elde edilenlere göre daha yüksektir. Bu kıyaslamayı aşağıdaki tabloyu inceleyince daha iyi anlayacaksınız.
Hayvanların cinsine göre, ahır gübresi içindeki bitki besin maddeleri dağılımı
Hayvanın Cinsi Azot Fosfor Potasyum Kalsiyum
% N % P2 O5 % K20 % CaO
Sığır 0.29 0.17 0.10 0.34
Beygir 0.44 0.35 0.35 0.15
Koyun 0.55 0.31 0.15 0.46
Tavuk 1.70 1.40 0.90 2.0
Genç hayvanlar kendi kemik yapılarını ve kas yapılarını geliştirmek için fazla miktarda fosfor, potasyum, kalsiyum gibi besin maddelerine ve proteinlere ihtiyaçları vardır. Ve bu besin maddeleri ile proteinleri kendi gelişmeleri için kullanırlar. Bu nedenle genç hayvanlardan elde edilen ahır gübreleri azot, fosfor, potasyum ve kalsiyum gibi bitki besin maddeleri açısından, yaşlı hayvanlardan elde edilen gübrelere göre daha düşüktür.
YEMİN BESİN DEGERİ
Besin değeri yüksek yemlerle beslenen hayvanlardan elde edilen ahır gübrelerinin bitki besin maddesi değeri, daha yüksektir.
HAYVANIN GöRDÜĞÜ İŞ
Süt veren ineklerden süt verme dönemlerinde elde edilen ahır gübrelerinin, içindeki bitki besin maddesi miktarı, kurudaki zamanlarına göre daha az azot, fosfor ve potasyum gibi bitki besin maddelerine sahiptir. Çünkü, süt inekleri, süt verebilmek için yemden fazlası ile yararlanmak zorundadırlar.
Besi sığırları ve süt ineklerinden elde edilen ahır gübrelerinin içinde bulunan azot besin maddesi bakımından bir farklılık bulunmamasına rağmen, Besi sığırlarından elde edilen ahır gübresi süt sığırından elde edilen ahır gübresine göre fosfor ve potasyum besin maddesi bakımından daha zengindir.
KULLANILAN YATAKLIĞIN CİNS VE MİKTARI
İyi bir ahır gübresi elde edebilmek için mutlaka yataklık kullanılmalıdır. Ahırlarda kullandığımız yataklık hayvanın idrarını emerek yıkanmasını ve sıvı dışkı kaybını önler. Eğer yeterli miktarda yataklık kullanırsak sıvı dışkı kaybı hiçbir zaman söz konusu değildir. Yataklık kullanımı ile amonyum ve gübrenin yitirilmesine engel oluruz. Organik maddeleri ve bitki besin maddelerini ahır gübresine verir. Gübrenin değerini korumanın en iyi şekli yeterli yataklık kullanmaktır.
GÜBRENİN MUHAFAZA EDİLMESİ
önemi:
Ahır gübresinin bitkilere faydalı olabilmesi için içinde bulundurduğu Karbon/Azot oranı büyük önem taşımaktadır. Mesela taze sığır dışkısında yataklıkla birlikte bu oran 60 karbona karşı bir azot, (60/1) beygir dışkısında 40 karbona karşı bir azottur. (40/1) Halbuki iyi bir gübrede bu oranın sığır dışkısında 15/1 beygir dışkısında 20/1 olması gerekmektedir. Ahır gübrelerinde bu karbon/azot oranı değeri küçüldükçe, bu gübrelerden bitkiler daha iyi yararlanırlar.
Ahır gübresi taze halde toprağa verilirse bu taze gübrenin içindeki karbon/azot oranı büyük olduğundan bitki bu gübreden yararlanamaz.Gübre toprakta kurur ve atıldığı yerde çürümeden kalır. Gübrenin bitkiye faydalı olabilmesi için olgunlaştırılarak bu karbon, azot oranının küçültülmesini sağlamak gerekmektedir. Bunu sağlamakta iyi bir muhafaza ile mümkündür.
Muhafaza:
Ahır gübrelerinin tarlaya verilinceye kadar geçen zaman içerisinde gübre değerini kaybetmeden muhafaza edilmesi en önemli konulardan bir tanesidir. Ahır gübresinin muhafazası iki şekilde yapılır.
A. Ahır içerisinde muhafaza
B. B. Ahır dışında muhafaza
şimdi bunların nasıl yapıldığını görelim.
A. Ahır gübresinin ahır içerisinde muhafaza edilmesi:
Ahırda muhafaza, gübrenin değerini koruma bakımından en iyi korumu şeklidir. Ahırda muhafazada, hayvanlar sürekli olarak ahır gübresinin üzerinde gezindiklerinden, ahır gübresi ve yataklık iyice sıkışır. bu sıkışma sunucu havasız koşullar oluşur. Ahır gübresinin ayrışması havasız koşullarda gerçekleştiğinden, içindeki organik madde ve azot kaybı en aza iner. Gübre ahırın içinde olduğu için yağmur almaz ve dolayısıyla da yıkanma olmaz. Yıkanma olmadığı içinde besin maddelerinin kaybı söz konusu değildir.
Ancak ahır gübresinin bu şekilde ahır içerisinde muhafaza edilmesi hayvan sağlığı açısından iyi değildir. Çünkü ahır gübresinin ayrışması sırasında açığa çıkan amonyak, kükürtlü hidrojen gibi gazlar ahırın havasının bozulmasına neden olur. Buna bağlı olarak da hayvanların sağlığı bozulur. Kötü kokulu gazlar, süt hayvanlarının sütünün temizliğini ve kalitesini olumsuz etkiler. bu koşullarda elde edilen sütler, hem çabuk bozulur hem kötü kokar. Ahır gübresinin ahır içerisinde muhafazası süt inekçiliği ve besicilikte hiç tavsiye edilmez. Ama koyun ve keçi ağıllarında rahatlıkla uygulanabilir.
B. Ahır gübresinin ahır dışında muhafaza edilmesi:
Ahır gübresinin ahır dışında muhafazası da iki şekilde yapılır.
1. Dağınık olgunlaştırma:
Ahırdan alınıp, ahır dışındaki gübreliğe dikkatsizce, gelişi güzel yığılan gübrelerin bekletilmesi işlemidir. Böyle gelişi güzel ve dağınık olarak atılan gübrelerin olgunlaşması gübrenin her kısmında aynı olmaz. Bu tip gübre yığınlarının alt kısımlarının ıslak ve sulu olmasına rağmen üst kısımları gevşek ve kurudur. Böyle gelişigüzel yığılan gübre yığınlarının üst kısmında havalı ayrışma, alt taraflarında ise havasız ayrışma meydana gelecektir. Bu durumda gübre istenildiği gibi olgunlaşmayacağı gibi gübreden gaz halinde azotun kaybolması da söz konusudur.
2. Toplu olgunlaştırma:
Toplu olgunlaştırmada ahırdan çıkarılan taze gübre gübrelikte, toplu ve muntazam bir şekilde muhafaza edilir. Toplu olgunlaştırma soğuk ve sıcak olmak üzere iki şekilde yapılır.
a. Soğuk olgunlaştırma
Soğuk olgunlaştırmada; ahırdan çıkarılan ve gübreliğe getirilen ahır gübresi gübrelikte iyice sıkıştırılır. Sıkıştırırken gübrenin yeteri kadar nemli olması gerekmektedir. Eğer sıkıştıracağımız gübre kuru ise önce ıslatılmalı sonra sıkıştırılmalıdır.
Ahır gübresinin olgunlaşması havasız koşullarda oluştuğundan, bu gübre yığınının ısısı pek yükselmez. Sıkıştırma nedeniylede gübre yığının içerisine gübre içindeki besin maddelerinin yıkanmasına yol açabilecek suyun sızması önlenmiş olur.
b. Sıcak Olgunlaştırma
Sıcak olgunlaştırmada; Ahırdan çıkarılan ve gübreliğe getirilen gübre önce yaklaşık 60 cm'lik bir tabaka halinde sıkıştırılmadan bırakılır. Böylece gübrenin olgunlaşması havalı koşullarda oluşur. Yığının ısısı kısa sürede 70 °C ye yükselir. Gübrenin içindeki bakterilerin yardımı ile gübre yanmaya başlar. Daha sonra bu gübre yığınını ıslatıp sıkıştırılır. Gübrenin sıkışması ile bu sefer havasız şartlarda olgunlaşmayı sağlayan bakteriler çalışmaya devam ederek yanmayı tamamlar.
Buraya kadar gübrenin muhafaza şekillerini vermeye çalıştık şimdide ahır gübresinin muhafazasında kullandığımız gübreliğin taşıyacağı özellikler nelerdir onları görelim.
GÜBRELİĞİN öZELLİKLERİ
-Gübrelik gübrenin ahırdan kolaylıkla taşınabilmesi için ahırın yanında olmalıdır.
-Gübrenin serin kalabilmesi için kuzey tarafa yapılmalıdır.
-Gübreliğin büyüklüğü; hayvan sayısı, hayvandan elde edilen gübre miktarı ve gübrenin gübrelikte bekletilme süresi gözönünde tutularak belirlenmelidir. (bir büyükbaş hayvanın 12 aylık gübresini muhafaza etmek için yaklaşık S-8 m3 yere ihtiyaç vardır.)
-Gübreliğin tabanı, sıvı ifrazatın toprak altına sızmasını önleyecek şekilde yapılmalıdır. mümkünse beton, aksi takdirde sıkıştırılmış kil üzerine taş döşemek suretiyle yapılmalıdır.
-Gübreliğin tabanı toprak seviyesinden 50 cm derinde ve şerbet kuyusuna doğru hafif meyilli olmalıdır.
-Şerbet kuyusu ise gübreliğin taban seviyesinden 60-70 cm daha aşağıda olup; üzeri bir kapak ile kapatılmalıdır.
AHIR GÜBRESİNDE MEYDANA GELEN KAYIPLAR
Hazırlanan ahır gübresi, gerekli önlemler alınıp korunmazsa tarlaya verilinceye kadar geçen süre içerisinde, organik madde ve bitki besin maddeleri bakımından büyük kayıplara uğrar. Bu kayıplar nasıl olur? Bu kayıplar, gübrenin içindeki bitki besin maddelerinin sıvı dışkı ile uzaklaşması, yağmur ile yıkanması ve gaz şekline dönüşüp uçması şeklinde olur.
AHIR GÜBRESİNDE MEYDANA GELEN KAYIPLARIN öNLENMESİ
Kayıpları önlemek için ne yapmalıyız
- Ahır içerisinde mutlaka yataklık kullanılmalıdır. Çünkü yataklık hayvan idrarını tutarak yıkanma yoluyla kayıpları önler, amonyak kaybını engeller. Yataklık içinde bulunan organik madde ve bitki besin maddelerini gübreye verir ve gübrenin kullanımını kolaylaştırır.
- Olgunlaştırma sırasında ahır gübresindeki mevcut azotun kaybını önlemek için ahır gübresine jıbbs, CaCl2, Ca(No3)2 gibi koruyucu maddeler katılabilir.
- 1 ton ahır gübresine 30-35 kg normal süper Fosfat eklemek suretiyle hem gübredeki azot kaybını engellemiş oluruz, hem de gübrenin fosfor değerini artırmış oluruz.
- Ahır gübresinin muhafazası sırasında mümkün olduğu kadar havasız şartlarda, sıkıştırılmış olarak olgunlaştırılması sağlanmalıdır. Böylece azot ve organik madde kaybı yarı yarıya azalır.
- Kayıpları önlemek için, ahır gübresi fazla yağış alan alanlarda üstü kapalı olarak muhafaza edilmelidir. Az yağış alan yerlerde ise rüzgar tutmayan, oldukça yüksek bir yerde ve iyice sıkıştırılmış yığın halinde muhafaza edilmelidir. Buradaki gübrenin üzerine ince bir toprak tabakası veya organik maddece zengin bir örtü tabakası ile kapatılmış olarak muhafaza edilmelidir.
- Kayıpların önlenmesi ve ahır gübresinin korunmasını sağlamak için gübreliğin yukarda da belirttiğimiz gibi uygun olması gerekir.
AHIR GÜBRESİNİN KULLANIMI
NE ZAMAN
NEKADAR
NASIL kullanmalıyız.
Ahır gübresinin tarlaya verilmesi için en uygun mevsimler ilkbahar ve Sonbahardır. Kullanılacak ahır gübresi miktarı da genellikle dönüme 2- 4 tondur.
Ahır gübresi özellikle az yağış alan bölgelerde ve ağır bünyeli topraklarda Sonbahar mevsiminde uygulanır. Çok yağış alan bölgelerde ve kumlu topraklarda ise ilkbahar aylarında gübreleme yapılır.
İçerisinde fazla sap bulunan olgunlaşmamış gübreler bahar ekiminden az önce toprağa atıldıkları takdirde fayda yerine zarar verirler. çünkü olgunlaşmamış gübre ve içinde saplar toprakta derhal çürümeye başlar, bu esnada çoğalan bakteri dediğimiz küçük canlılar topraktaki bitkiye yarayışlı besin maddelerini tüketirler. Ve gelişmekte olan bitkilerin faydalanmasına engel olur. bu sakıncayı yok etmek için ahır gübrelerinin güz mevsiminde toprakla karıştırılmaları, ve baharda ise çapa bitkilerinin ekilmesi en uygunudur.
Ahır gübresinden organik madde ve besin maddeleri kaybını önlemek için, tarlaya atılır atılmaz pullukla toprak altına gömülmelidir. Eğer bu işlem yapılmazsa attığımız gübrenin tarlada bekletilme süresi ve şekline bağlı olarak gübre değerinden çok şey kaybeder.
AHIR GÜBRESİNİN FAYDALARI
Ahır gübrelerinin bitkilerin gelişmesi ve toprağın yapısına olan faydalarını görelim.
- Ahır gübresinin kullanılması ile toprağımızın su tutma kapasitesi artar. Toprağın su geçirgenliği iyileşir. Böylece ahır gübresi atılan topraklarda suyun toprak yüzeninden akıp gitmesi ve buharlaşmasına engel olunur. Su toprak yüzeyinden akarken tarıma elverişli toprakları da götüreceğinden toprağın tarlamızda kalmasını sağlar. Bu durum erozyonun son derece büyük zararlar verdiği ülkemiz toprakları için gerçekten çok önemlidir.
- Ahır gübresi toprağın kolay tava gelmesini sağlar ve işlenmesini kolaylaştırır.
- Ahır gübresi kullanılan ince yapılı ve kumlu topraklarda toprak parçacıklarının birbirine bağlanmasını sağlar. Ağır killi topraklarda ise toprağın gevşemesini ve toprak içeride boşlukları artırır. Her iki durumda da toprağı bitki gelişimi için daha iyi bir yapı kazandırır.
- Ahır gübresinin en önemli özelliklerinden biriside zengin mikro- organizma kaynağı olmasıdır. 1 gram sığır dışkısında 60 ila 137 milyar bakteri bulunmaktadır. Toprağa katılan ahır gübresi, topraktaki mikro- organizma sayısını ve etkinliğini artırır. Böylece bitkilerin gelişmesi için çok yararlı olan, topraktaki faaliyetleri artırır.
- Ahır gübresi yapısı nedeniyle toprağın havalanmasını uygun hale getirir. Yine ahır gübresi toprakta var olan ve bitkilerin kullanamadığı bazı besin maddelerini bitkiler için faydalı hale getirir.
- Ahır gübresi bitkilerin gelişmesi için lazım olan besin maddelerini, doğrudan toprağa sağlar.


3.4.1. AHIR GÜBRESİNDE MEYDANA GELEN KAYIPLARIN öNLENMESİ
Ahır gübresinde olacak kayıpları önlemek için;
• Ahır tabanı su geçirmeyecek şekilde yapılmalı,
• Ahır içerisinde mutlaka yataklık kullanılmalıdır. Çünkü yataklık, hayvan idrarını tutarak yıkanma yoluyla olacak kayıpları önler, amonyak kaybını engeller. Böylece yataklık malzeme içerisinde bulunan organik madde ve bitki besin maddelerinin gübreye verilmesi ve gübrenin kullanımının kolaylaştırılması sağlanır,
• Olgunlaştırma sırasında ahır gübresindeki mevcut azotun kaybını önlemek için ahır gübresine jibs, kalsiyum klorür, kalsiyum nitrat gibi maddeler katılır,
• 1 ton ahır gübresinin tonuna 7-8 kg fosfor (P2O5) hesabı ile fosforlu gübre ilave edilecek olursa hem gübrenin azot kaybı önlenmiş olur, hemde gübre fosforca zenginleşmiş olur,
• Ahırdan çıkan gübreyi açık bir alanda ve dağınık şekilde muhafaza etmemeli, ahırlardan çıkarılan taze gübre muntazam bir yığın halinde özel şekilde yapılmış gübreliklerde muhafaza edilmeli,
• Ahır gübresinin muhafazası sırasında mümkün olduğu kadar havasız şartlarda, sıkıştırılmış olarak olgunlaştırılması sağlanmalıdır. Böylece azot ve organik madde kaybı azalır,
• Kayıpları azaltmak için ahır gübresi fazla yağış alan yerlerde üstü kapalı olarak muhafaza edilmelidir. Çiftlik gübrelerinden sızma ile kaybın önlenebilmesi amacıyla beton yada sıkıştırılmış bir zemin üzerinde olgunlaştırılmaya alınmalıdır, ayrıca yağmur suları ile yıkanan gübreden çıkan sıvı materyalin ortamdan uzaklaşması önlenmeli, mümkünse tekrar yığına dönmeleri sağlanmalıdır,
• Az yağış alan yerlerde gübreler rüzgar tutmayan, oldukça yüksek bir yerde iyice sıkıştırılmış yığın halinde muhafaza edilmelidir. Yığın üzerine ince bir toprak tabakası veya organik maddece zengin bir örtü tabakası ile kapatılmış olarak muhafaza edilmelidir.
Yukarıda sıralanan kayıpların engellenebilmesi için uygun özelliklere sahip bir gübrelik tesisi kullanılması gerekir.
3.4.2. ORGANİK GÜBRELERİN KULANILMASINDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
Tarımda kullanılan organik gübreler çok çeşitlilik arz etmektedir. Bu gübrelerin uygulanması ile genel dikkat edilmesi gereken hususları maddeler şeklinde sıralayacak olursak:
• Uygulanacak olan organik gübrelerden azami faydanın sağlanabilmesi için C/N oranının 1/20 den küçük olmasına dikkat etmelidir.
• Uygulanacak olan organik gübrelerin (özellikle çiftlik gübrelerinin) iyi yanmış olmaları gerekir,
• Uygulama öncesi besin maddeleri miktarlarının bilinmesi ve uygulanacak miktarın besin maddesi içeriğine göre belirlenmesi gerekir,
• Organik gübrelerin uygulamadan önce eğer bekletilecekse ortam şartlarından en az etkilenecek şekilde depolanmaları sağlanmalıdır,
• Organik gübrelerden meydana gelebilecek besin maddesi kayıplarını asgaride tutabilmek amacıyla tarlaya uygulanan gübre açıkta bırakılmamalı, tarlaya getirilen gübre tarlaya uygulanır uygulanmaz pulluk ile toprak altına getirilmeli,
• İyi olgunlaşmamış organik gübreler tarlaya uygulandıklarında bitkilere faydadan çok zarar verebilirler, çünkü çürüme toprakta devam ederken oluşan bakteriler topraktaki besin maddelerini kullanırlar,
• Yeşil gübrelemede yeşil gübre bitkisinin sürülerek toprağın altına getirileceği zaman çok iyi ayarlanmalıdır. Eğer bitki gömüldükten sonra esas bitki ekimi yapılacaksa, gömülen bitkiye çürümesi için yeterli zaman bırakılmalıdır.
• Uygulanacak olan organik gübrelerin sadece bir besin maddesi sağlamadığını, aynı zamanda toprak yapısını olumlu olarak etkileyen bir materyal olduğu unutulmamalı ve uygulamalarda bu özelliğe dikkat edilmelidir.